Sosyal Medya

Makale

‘Haşhaş’tan ‘haşhaşi’ye bir krizin hikayesi...

“Ardından bu iliÅŸkileri hala arzu edilmeyen bir ÅŸekilde etkileyebilecek talihsiz bir hususun bulunduÄŸunu ifade ettim; bu husus ismini tam olarak vermek gerekirse, Türkiye’den BirleÅŸik Devletler’e olan uyuÅŸturucu madde kaçakçılığının hala devam ediyor oluÅŸuydu”

ABD’nin ilk Türkiye Büyükelçisi olan Joseph C. Grew, beÅŸ yıl sonra Ankara’ya veda ederken ziyaret ettiÄŸi DışiÅŸleri Bakanı Şükrü Kaya’yla görüşmesinden sonra günlüğüne böyle yazmıştı. Büyükelçi, öngörüsünde haklı çıktı. HaÅŸhaÅŸ Türk-Amerikan iliÅŸkilerinde bir kriz sebebi olmaya devam etti. 1945’e gelindiÄŸinde savaşı kazanan demokrasiler cephesinde yer almak için çok partili hayatın önünü açan İnönü, savaşın galiplerinden ABD’ye haÅŸhaÅŸ üretimini kontrol altına almayı da vaat etmiÅŸti. Ama bütün tedbirlere raÄŸmen 1950’lerin ortalarında Türkiye’nin baÅŸta Afyon olmak üzere, tam 42 ilinde afyon üretilmeye devam ediyordu. Türk afyonu dünyanın baz morfin oranı en yüksek afyonuydu ve uyuÅŸturucu tacirlerinin gözdesiydi.

1959’da ekonomik krize karşı para bulmak için Washington’a giden Menderes de aynı taleple karşılandı. Bizzat CIA’nın kurucusu ve baÅŸkanı Allen Dulles (DışiÅŸleri bakanı John Foster Dulles’un kardeÅŸi) haÅŸhaÅŸ üretimin yasaklanmasını istemiÅŸti. 1960’ların sonundan itibaren artık uyuÅŸturucuyla mücadele ve haÅŸhaÅŸ üretiminin kısıtlanması ABD dış politikasının Vietnam’ın ardından en öncelikli sorun haline gelmiÅŸti. 

***

68’li çiçek çocuklarla popülerleÅŸen uyuÅŸturucu maddeler Amerikan toplumunu sarsıyor, madde bağımlısı sayısı milyonlarla ifade ediliyordu. İlk ciddi adım 1968 yılında Johnson döneminde atıldı. UyuÅŸturucu ve uluslararası uyuÅŸturucu trafiÄŸiyle mücadele için Bureau of Narcotics and Dangerous Drugs (BNDD) kuruldu. 1970 yılında BNDD’nin dünyada 9 ülkede ofisleri vardı; İtalya, Fransa, Panama, Hong Kong, Meksika, Tayland, Vietnam, Kolombiya ve Türkiye. Türkiye, çünkü BNDD raporlarına göre ABD’de tüketilen eroinin yüzde 80’i Türk haÅŸhaşından elde ediliyordu.

(Amerikalıların narkotik konusunda iÅŸbirliÄŸi için İstanbul’da ilk ofisi açtığı tarih ise 1960)

Amerikalıların Fransız BaÄŸlantısı adını verdikleri eroin ağı şöyle çalışıyordu: Hammadde olan haÅŸhaÅŸ Türkiye’den gemilerle ya da Bulgar sınırından Marsilya’da Korsika mafyasının iÅŸlettiÄŸi laboratuvarlara taşınıyor  ve buradan da eroin olarak ABD’ye sokuluyordu. Bu ağı çökertmek isteyen baÅŸkan Nixon’ın döneminde uyuÅŸturucuyla mücadele Türkiye ile ABD arasındaki en birincil sorun haline gelmiÅŸti artık. Nixon, 1969 yılında Türkiye’ye gönderdiÄŸi temsilcisiyle Demirel hükümetine, o yılki bütün haÅŸhaÅŸ üretimini satın almayı teklif etti. Ama Ege çiftçileri oy deposu olan BaÅŸbakan Demirel için, hemÅŸehrilerini bunu yapamazdı. Aynı teklifi bizzat yineleyen dönemin ABD Büyükelçisi Wiliam J. Handley’e Demirel’in “Bizim Afyon adlı bir ilimiz var, farkında mısınız” dediÄŸi iddia edilir. 

Demirel’in tavrı ABD’yi kızdırmış, kongrede Türkiye’ye yaptırım konuÅŸulmaya baÅŸlanmıştı. Karşılıklı sert açıklamalarla gerilim sürerken 12 Mart 1971 muhtırasıyla Demirel hükümeti devrildi. Darbecilerin kurduÄŸu hükümetin ilk iÅŸi ise Amerika’nın desteÄŸini de alabilmek için haÅŸhaÅŸ meselesiyle ilgilenmek oldu. Zaten sol cuntaya ve solculara karşı yapılmış darbenin ABD’den destek alması zor olmadı. Darbeden bir ay sonra ABD DışiÅŸleri Bakanı Rogers Ankara’ya geldi. Kısa bir süre sonra da Nihat Erim hükümeti, o yılın bütün haÅŸhaÅŸ hasadını satın aldıklarını ve haÅŸhaÅŸ üretiminde kısıtlamaya gidildiÄŸini açıkladı. 30 Haziran 1971’de ise hükümet, Amerikalıların beklediÄŸi radikal kararını verdi ve Türkiye’de haÅŸhaÅŸ üretimini tamamen yasakladı.  Erim bu kararının ödülünü 1972 Mart’ında Beyaz Saray’da Nixon tarafından en üst düzeyde ağırlanarak aldı. Nixon, haÅŸhaÅŸ konusundaki iÅŸbirliÄŸi için Erim’e defalarca teÅŸekkür etti.

http://www.presidency.ucsb.edu/ws/index.php?pid=3780

17-10/14/11111111resim1.png

***

HaÅŸhaÅŸ üretimini kısıtlamayı baÅŸaran Nixon, 1973 yılında uyuÅŸturucuyla mücadele eden devlet birimlerini tek çatı altında toplamaya karar verdi ve Adalet Bakanlığı bünyesinde ve FBI statüsünde kısaadı DEA olan Drug Enforcement Administration (Türkiye’deki adı ABD UyuÅŸturucuyla Mücadele Dairesi) kuruldu. 1974 yılında Ecevit baÅŸbakanlığındaki CHP-MSP hükümetin yeniden haÅŸhaÅŸ ekiminin serbest bıraktığı Türkiye, kuruluÅŸundan itibaren DEA’nın en aktif olduÄŸu ülkeler arasında yer aldı. Wikileaks’in yayınladığı ABD büyükelçilikleri ve DışiÅŸleri Bakanlığı arasındaki telgraflar, 1973 yılından  itibaren DEA görevlilerin Türkiye’deki faaliyetleri ve iÅŸbirlikleri hakkında bir fikir veriyor.

https://wikileaks.org/plusd/?qproject []=ps&qproject[]=cc&qproject[]=fp&qproject[]=ee&qproject[]=cg&q=DEA+Istanbul#result

Polis, Jandarma, Gümrükler ve Toprak Mahsüleri Ofisi’yle birlikte çalışan DEA, INCLE (The International Narcotics Control and Law Enforcement) programı çerçevesinde Türk emniyetine 1986’dan 2004’e kadar teknik ekipman ve eÄŸitim desteÄŸi vermiÅŸ, narkotik polisinin yıllarca kullandığı dinleme cihazları, kamera gibi teknik ekipmanlar DEA tarafından saÄŸlanmış ve kurulmuÅŸtu.

https://wikileaks.org/plusd/cables/09ANKARA445_a.html

DEA ve Türk polisinin 44 yıllık bu iÅŸbirliÄŸi içinde TADOC adlı narkotik eÄŸitim merkezinin kurulması, birlikte düzenlenen uluslararası  konferanslar, ziyaretler, ABD gezileri ve tabii onlarca ortak narkotik operasyonu da var. O operasyonların en ünlüleri 1992’de Karaçi’den yola çıkan ve Akdeniz’in uluslararası sularında Türk polisi ve DEA’nın ortak operasyonunda yakalanacakken batırılan 3 ton uyuÅŸturucu taşıyan Kısmetim-1 gemisi, 1993 yılında yine DEA ajanları, Türk polisi ve SAT komandolarının baskın yaptığı 11 ton uyuÅŸturucu yüklü Lucky S  gemisine yönelik operasyonlardı. (Gemiye çıkan Türk SAT timinin komutanı üsteÄŸmen Ali TürkÅŸen’di)

17-10/14/3333333.png

***

Operasyonların baÅŸrolünde olan DEA İstanbul Bürosu Åžefi  Michael Spasaro ile İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir’in Amerikan usulü tokalaşırken fotoÄŸrafları gazetelerde yer almıştı. (Spasaro emekli oldu, tıpkı Menzir gibi siyasete girdi, Oregon’da Cumhuriyetçi partiden eyalet Meclis’ine adaylığını koydu)

1992 ve 1993 yılındaki Kısmetim-1 ve Lucky S operasyonlarına katılan İstanbul’daki DEA ekibi 1996 yılında da Pakistan’dan getirdiÄŸi 750 kg uyuÅŸturucuyla yakalanan HurÅŸit Han operasyonu sırasında gazetelerde haber olmuÅŸtu. Bu operasyonu izleyen polis muhabiri Önder ÅžuÅŸoÄŸlu, yıllar sonra o gün çekilmiÅŸ bir fotoÄŸrafı Facebook sayfasında paylaÅŸtı. FotoÄŸrafta DEA yelekli olarak uyuÅŸturucu çuvallarının önünde görülen kiÅŸi artık Türkiye’de çok meÅŸhur biriydi çünkü; Metin Topuz. Mahkemedeki ifadesine göre Metin Topuz ‘1982 yılında ABD İstanbul KonsolosluÄŸu’nda çalışmaya’ baÅŸlamış. ‘1993 yılının ÅŸubat ayında ABD KonsolosluÄŸu Amerikan Federal Narkotik Polis TeÅŸkilatı İstanbul Bürosu’na (DEA) geçmiÅŸ’ ve 24 yıldır da burada çalışıyor. Muhtemelen konsolosluÄŸun en kıdemli Türk çalışanı.

17-10/14/6666666666.png

Topuz bir polis ya da DEA ajanı deÄŸil. Konsolosluk açıklamalarında onun için kullanılan “yerel çalışan” ifadesi, ABD diplomatik misyonlarında LES (Locally Engaged Staff) ya da FSN (Foreign Service National) olarak geçen diplomatik statüsü olmayan yerel personeli tanımlıyor. Bu personellerin görev tanımı ABD DışiÅŸleri Bakanlığı sitesine göre “Yerel dil ve kültürel uzmanlıklarıyla geçici Amerikan personeline devamlılık saÄŸlamak”. Yine Amerikan gazetelerindeki konuyla ilgili çıkan haberlerdeki sıfatla Metin Topuz konsolosluktaki Amerikalı DEA çalışanlarıyla Türk muhatapları arasında bir irtibat görevlisi. https://careers.state.gov/learn/who-we-are/

82’den beri görevde olduÄŸu için tanınan bir isim Topuz. Deneyimli polis muhabiri Burak Ersemiz’in Facebook sayfasına yazdığı nottan okuyalım:

“Vize krizine neden olduÄŸu ileri sürülen ABD konsolosluk çalışanı Metin Topuz 1990'lı yıllardan 2000'li yılların başına kadar İstanbul Narkotik Åžube bünyesinde bulunan teknik takip biriminde DEA için ayrılan özel odada Amerikalılar adına dinlemelere katılıyordu. Kendisini tanımayan polis yoktur. Gazetecilere bile vize iÅŸlerinde yardımcı olurdu. Mecidiyeköy'de bulunan ek hizmet binasının dokuzuncu katında Gayrettepe PTT den çekilen kablolarla dinleme yapılıyordu. O zamanki sistem konsolosluk görevlileri tarafından kurulmuÅŸtu ilk bakışta uyuÅŸturucu operasyonları için kullanılıyor gözüküyordu ancak sistem herkesin dinlenmesine müsaade ediyordu. Aynı dönemde söz konusu binanın giriÅŸine de Amerikalılar tarafından x ray kapısı hediye edilmiÅŸti.”

https://www.facebook.com/burak.ersemiz

***

Peki, 35 yıldır ABD İstanbul BaÅŸkolosluÄŸu’nda görevli ve 24 yıldır da İstanbul’daki Amerikan Narkotik Bürosu DEA’daki Amerikalı amirleriyle Türk muhatapları arasında irtibat görevlisi olarak çalışan Metin Topuz’a yöneltilen suçlamalar ne? Suçlamalar hangi delillerle yapıldı? İrtibat görevlisi Topuz’un tutuklanmasına neden olan irtibatları ne?

Devamı pazartesi gününe...

kaynak: Karar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.